Prostetik lensler, yapısı bozulmuş göze, daha düzgün veya kabul edilebilir bir görünüm vermek amacıyla kullanılan özel olarak renklendirilmiş lenslerdir. Daha iyi bir kozmetik görünüm elde etme çabası MS 131-200 yıllarına Galen'e kadar uzanmaktadır. O dönemde bakır sülfat, kornea yüzeyindeki lökomun üzerine direkt olarak uygulanmıştır. Ancak bu dövme yönteminin her seferinde pigment migrasyonu ile sonuçlanması, ek skar oluşumuna ve kötü kozmetik sonuçlara neden olmuştur. İlk kontakt lensler ise lagonalmus ve entropiyonu bulunan iki hasta için 1887 yılında kahverengi olarak yapılmıştır. Kozmetik ve tedavi amaçlı olarak ilk renklendirilen lensler hidroksietil-metaltrilat (HEMA) temelli lenslerdir ve 1960'11 yıllarda kullanılmaya başlanmıştır. Geçirgen lens boyamalarının kullanımı ise ancak 1970erde gerçekleşmiş ve bundan sonra lensleri renklendirme tekniklerinin gelişmesiyle kullanım endikasyonları genişlemiştir.
Kornea opasiteleri, travmatik skarlar, büllöz keratopati, bant keratopati, konjenital anomaliler prostcetik lenslerin en sık kullanım endikasyonlarını oluşturur. Gerek skar dokusunu örtün, rezidüel refraksiyonu düzelterek görme potansiyelinin arttırılması, gerekse görme beklentisi olmayan kişilerde pupillanın da boyanarak kozmetik görünümün düzeltilmesi olasıdır. İris kolobomu, geniş iridektomi, aniridi, travmatik veya nörolojik iridoplejilerde görünümü düzeltmesinden başka iğne deliği etkisi oluşturarak fotofobiyi azaltmak ana amaçtır. Genel durum bozukluğu veya herhangi bir nedenle cerrahi uygulanamayan beyaz katarakt olgularında, pupilla bölgesinin boyanarak maskelendiği prostetik lensler tercih edilirken, ektopik pupilla, sabit dilate pupilla, polikori ya da sublııkse lens varlığında ortasında küçük şeffaf bir pupillası olun lensler kullanılır.
Aynı şekilde albinizın, afaki, vitreoretinal anomalilerde fotofobiyi azaltmak amacıyla ortasında küçük şeffaf açıklığı olan lensler kullanılır. Ambliopi varlığında kapama tedavisini estetik kaygılarla yapmayan bir çocukta da bu amaca uygun pupillası boyanmış prostetik lenslerin kullanımı düşünülebilir. Ancak bu lenslerin birçoğunda az da olsa ışık sızdırmanın olabileceği, ailenin lens kullanımı ve komplikasyonları yönünden çok iyi bilinçlendirilmesi gereği akılda bulundurulmalı. Diğer seçeneklerin uygulanamadığı durumlarda tercih edilmelidir. Renk körlüğü olan kişilerde pupilla alanı kırmızıya boyanır. Hafif bir renklendirme yapıldığından dışardan anlaşılmaz. Ancak açık renk irise sahip gözlerde dikkatli bir gözlemle hafif kaymalar da görülebilir. Genel olarak dominant göze uygulanır. Her ne kadar tam tedavi olmasa da renk görmeyi oldukça düzelttiği öne sürülmektedir. Tiyatro oyuncuları bazı karakterleri canlandırırken, NASA ise astronotların bulantısını azaltmak amacıyla, özel şekilde tasarlayarak, bu lensleri kullanmaktadırlar.
Bu lenslerin uygulamasında en ideali deneme setinden yararlanmaktır. Genel kontakt lens uygulama prensipleri geçerli olup, bu olgularda iyi bir görmeden çok, rahatlık-konfor ve iyi bir kozmetik görünüm ön plana çıkmaktadır. Konca skarı mevcut olan hastalarda keratometri ve topografideki düzensizlikler uygulamayı zorlaştırabilmektedir. Bu nedenle deneme lensleri bu olgularda santralizasyon, hareket ve stabilitenin belirlenmesinde önemlidir. Bazı firmalarca hastanın fotoğrafından yararlanılarak, istenilen iris rengi, pupilla çapı ve özel iris yapısı oluşturulabilmektedir. Hastaya özellikle sert prostetik lens uygulanacaksa lens kullanımının öğretilme ve alışma sürecinde şeffaf lensler verilebilir. Lens iyi santralize olmalı, 0,5-1.0 mm yatay ve 1.0-1,5 mm dikey hareketi olmalıdır. Horesein boyanma şeklinde hafif dik uygulama elde edilen lensler tercih edilir. Bakım Sistemleri: Diğer lenslerde olduğu gibi bunlarda da iyi bir temizlik, dezenfeksiyon ve protein temizliği önemlidir. Ancak bu lenslerde hidrojen pemksit içeren sistemler renklerde solmaya neden olduklarından tercih edilmemelidir. Yine ısı ile sterilizasyon yüksek su içerikli veya lamine yapıdaki kontak lenslerin yapısını bozacağından önerilmemelidir. Lenslerin renklerindeki değişim; kullanıma, kontakt lens solüsyonuna ve gözyaşı bileşimindeki kişisel farklılıklara bağlı olarak lens matriksinden bayanın yıkanması ile olabileceği öne sürülmektedir. Lensleri renklendirmede çeşitli boyalar ve değişik teknikler kullanılmaktadır.
Reaktif boyalar : HEMA tipi kontakt lens yapısındaki hidroksil grubu ile sülfonilin reaksiyona girerek kovalen bağlar oluşturmasıyla renk değişimi ortaya çıkar. Bu tip boyalarla iris görünümü oluşturmak zordur. Genellikle lokalize boyamalarda, sadece insin bir kısmının kapatılması amaçlandığında, basit homojen disk veya halka oluşturulmasında kullanılır. Solmayan sabit bir renk elde edilir. Bunlar yarı geçirgen boyalar olduğundan detaylı bir iris görünümü oluşturulması gereken olgularda, opak boyalar tercih edilir.
Azo boyaları: Hidrofilik lenslerde diazum tuzu ve benzen derivelerinin kenetlenme reaksiyonuna girmeleriyle renklendirme elde edilir. Lensin yüzeyine infiltre olduğundan hemen tüm solusyonlarda stabildir. Diğer gözün fotoğrafından bir harita gibi yararlanılarak çok ayrıntılı bir iris görünümü oluşturması sırasında kullanılır. Bu teknik kişiye özel mükemmel lens boyamasına olanak tanımasına karşın, iris şekillerinin değişkenliği ve sonuç rengin oluşturulmasındaki teknik ayrıntıların çokluğu nedeniyle lens pazarında geniş bir yer bulamamıştır.
Opak boyalar: Renklendirici ajanın yanında titanium dioksit gibi bir opaklaştırıcı ajan içerirler. Renklendirici ajan genellikle pigment olmakla beraber boya da olabilir. HEMA materyaline kimyasal polimer ile bağlanır ve bu boyanın kalıcı olmasını sağlar. İstenilen şekilde boyama mümkündür. Diğer boyalardan farklı olarak lens kuruyken, yani hidrate edilmeden önce boyama uygulanır. Karbon boyasının direkt HEMA materyaline damlatıldıktan sonra şekillendirilmesi ile kalıcı bir renk sağlama da lensin yüzeyinde düzensizlikler kalmakta, buna bağlı olarak yapı ve kullanım konforu bozulmaktadır.
Vat boyaları: Eriyik haldeki boya (örneğin indigo-çivit mavisi) alkalin ortamda sodyum hidrosülfat ile bir alt şekle geçirilip, renksiz ve suda eriyik hale getirilir. Bu şekil tekrar çivit maviye okside edilerek koyu mavi ve suda erimeyen bir yapı kazandırılır. HEMA materyalinin kumaşta olduğu gibi genişleyebilen ve kontrakte olabilen delikli matriks bir yapısı vardır. Bu yüzden kumaş boyası olan beyaz tabanlı vat boyaları kullanılmıştır. Oldukça stabil olmasına rağmen kullanım ve kimyasal temizlemelerle, renklerde solma gelişebilmektedir.
Bu boyalar çeşitli tekniklerin uygulamasında kullanılır. Bunlardan başlıcaları:
Lamelleri boyanarak baskılama yapılmış lensler: 1970' de Titmus-Eurocon bir opak yumuşak kontak lens geliştirmiştir (Weicon lens). Lens irisin tüm ayrıntılarını maskeleyebilmektedir. İris görüntüsü boyanıp polymerize hema materyalinin üzerine basılır. Bunun üzerine ikinci bir hema dökülerek tekrar polymerize edilir ve bu oluşan sandviç lens kesilerek hazır hale getirilir. Kalın ve düşük oksijen geçirgenlikleri nedeniyle uzun süre kullanımda problem çıkartabilen bu lensler, ısınma ve kimyasal temizlik sonrası ayrılabilmektedirler. Ancak travmatize olmuş bir korneada yüksek oksijen geçirgenliği istendiğinden, bu olgularda daha yüksek su içerikli lensler kullanılır. Yüksek su içerikli lenslerde yapılan boyamanın oksijen geçirgenliğini minimal azalttığı öne sürülmüştür.
Urethan pigment bağlanması: Wesley Jessen Firması tarafından, lensin yüzeyine titanium dioxide ve diğer pigmentlerin bağlanması ile noktasal şekilde kozmetik amaçlı lensler üretilmiştir. Bu lensler iris rengini değiştirebilmektedir. Aynı firma bu noktasal matriks paternini lens yüzeyinde arttırarak belirgin opaklık elde etmiş ve gözdeki opasiteyi maskelemiştir. Bu yöntem artık birçok firma tarafından da kullanılmaktadır. İris şekli standart olmakla beraber, bitmiş lens üzerinde bazı modifikasyonlar yapmayı mümkün kılmaktadır. Pupiller alan ve iris çapının sabit olması dezavantajlarındandır.
Klasik dispersiyon tekniği: Polimerizasyondan önce, boya ya da pigmentin polimer matrikse eklenmesi ile uygulanır. Bu işlem sert kontakt lenslerde uygulandığından şişme faktörü yoktur ve bu rengin sabit kalmasını sağlar. Mavi, gri ve yeşil renkler en pratik olanlarıdır. Renk, lensin kalınlığı ile değişim gösterir. Bu teknoloji hidrojel (yumuşak) lenslerde, suda erimeyen bu boyanın migrasyonuyla sonuçlandığından, kullanılamamaktadır.
Şişme (swelling) tekniği: Polimerin bir çözücü ile şişirilmesiyle renk değişimi sağlanır. Katyonik sülfaktanla işleme sokulmuş boya sisteme eklenir. Bu boya lensin porlu yapısına girer, ancak aralıklarla tekrar boyama gerekir.
Boyama tekniklerinin uygulanabileceği lens materyalleri çeşitlilik gösterir. Prostetik stentlerin kalın olmaları, gaz geçirgen olmamaları ve koma duyarlılığı olanlarda tolere edilme güçlükleri nedeniyle kullanımları kısıtlıdır.
Sert prostetik lensler ise ilk başta sklera daha sonraları geniş kornea lensleri olarak kullanılmışlardır. Fuhrman ve Le Grand, Polimetilmetakrilat prostatik kontakt lenslere solid ve zigzag şekiller yerleştirmeyi başarmışlar ve lensi tornalanmış son haline getirmişlerdir. Bu lenslerde geniş bir renk seçeneği mevcut olup, iyi bir örtme görevi görmektedirler. Urbach ise Wessley Jessen'in yumuşak kontakt lenslerde kullandığı noktasal matriks boyama metodunu uygulamıştır. Fakat bunlarda konfor ve oksijen geçirgenliğinde düşüklük gibi bazı problemler mevcuttur.
Yumuşak prostetik ve terapötik lensler; uzun süre kullanılabilmeleri, geniş ve rahat olmaları nedeniyle prostatik imaj için idealdir. Bu lenslerde kullanılan boya non-toxic, pigmenti stabil kalan ve solmayan cinsten olmalıdır. Ayrıca lensin gaz geçirgenliğini ve lens yüzeyinin ıslanabilirliğini bozmamalıdır.
Hidrofılik lensler geniş çatılan ve iyi santralize olmaları nedeniyle yapay iris veya pupilla örtülmesi gerektiği durumlarda ideal seçeneklerdir. Heterojen ve homojen olmak üzere iki tip yumuşak prostatik lens mevcuttur:
Heterojen tip: Daha önce de belirtildiği gibi basılmış ya da elle boyanmış iris tabakası iki HEMA katının arasına yerleştirilir. Tüm iris şekli ve rengi elde edilebilir. Maliyetlerinin yüksek olmam, üretimlerinin uzun sürmesi, tekrar aynısının üretilmesindeki zorluklar ve çok düşük oksijen geçirgenlikleri bu lenslerin dezavantajlarıdır.
Homojen tip: Normal hidrofilik lenslerin renkli boyama proçesinden geçmesi ile elde edilir. İnce olmaları, yüksek su içerikleri, oldukça geniş renk seçenekleri, uygun bir maliyetle kabul edilebilir bir sürede elde edilebilir olmaları avantajlarıdır. Yetersiz bir opak tabaka olması, çok boyandığında iris şeklinin ve doğallığının kaybolması dezavantajlarıdır. Siyah pupillada ise kapanmanın tanı olmadığı ve ışık sızdırabildiği bildirilmiştir.
Prostetik kontakt lensler kullanım alanlarına göre yarı saydam- optikli/optiksiz, opak optikli/ optiksiz ve desantralize imaj oluşturacak şekilde üretilebilir.
Sorumluluk Reddi: Bu makale ve genel olarak bu site bir tıp doktorunun tavsiyesinin yerini almayı amaçlamamaktadır. Sitede bulunan bilgiler herhangi bir hastalığı veya tıbbi durumu teşhis etmek, tedavi etmek veya önlemek için kullanılmamalıdır. Kişisel sağlık sorunlarınız için lütfen doktorunuza danışın. Özgür Optik sitesi, sitede verilen herhangi bir görüş veya tavsiyeden kaynaklanan herhangi bir kişisel yaralanma veya hasar için hiçbir sorumluluk kabul etmez.